Koronavirüsler Nasıl Hastalık Yapıyor

ace2
Koronavirüsün hücre içine girişi (Animasyon: Rick Groleau)

Koronavirüsler Hücrelere Nasıl Giriyor

Koronavirüslerin dış çeperinde proteinden oluşmuş bir yapı vardır. Bu yapı üzerinde insan hücresine bağlanma bölgeleri bulunur. Bu bölgeler, dış çeperinde uygun bağlanma bölgeleri bulunan bir insan hücresi ile temasa geçtiğinde hücre virüsü içine alır.

 

Hücre içindeki protein parçalayıcı yapıların etkisi altında virüsün protein çeperi parçalanır ve virüs aktif hale geçer. Virüs aktif demek, virüsün hücre yapılarını kullanarak kendi kendini kopyalamaya başlaması demektir. Hücre içinde virüs proteinleri endoplazmik retikulum ve Golgi aygıtı kompleksi gibi organeller tarafından üretilir ve oluşan yeni virüsler hücre dışına verilir. Virüs mutasyonları da bu üretim aşamalarında gerçekleşir.

SARS-CoV ve SARS-CoV-2 için insan hücresindeki bağlanma bölgesi ACE-2 reseptörüdür. Hücre zarındaki protein parçalayıcı yapılara ise kısaca TMPRSS2 adı verilmiştir. Ayrıca hücre içinde virüsün yapılarının aktifleşmesini sağlayan lizozomal moleküller de vardır, bunlara Katepsinler denir. SARS Koronavirüslerinin insanda hastalık yapması için bu yapılar gereklidir.

ACE-2 reseptörleri bütün organlarımızda vardır. Burada bol miktarda ACE-2 reseptörü içeren organlar yeşil halka içine, az miktarda içerenler ise kırmızı halka içine alınarak gösterilmişlerdir.

ACE-2 Reseptörü

Renin-Anjiyotensin-Aldosteron sistemine entegre olan ACE2’nin normal fizyolojideki birincil rolü, Renin ve Anjiotensin Dönüştürücü Enzim tarafından üretilen anjiyotensin I ve anjiyotensin II’yi anjiyotensin-(1-9) ve anjiyotensin-(1-7)’e dönüştürmektir.

Akciğerin alt kısmındaki ACE2 neredeyse sadece Tip-II alveolar hücrelerde bulunur, ancak üst bronş epitelinde ve burun epitelinde çok daha yüksek miktardadır. Bu nedenle burundan giren virüs hemen buradaki hücrelerde çoğalmaya başlar.

ACE-2 reseptörleri eklem kapsülleri dahil vücuttaki bütün hücrelerde bulunur. SARS-CoV-2 enfeksiyonunda solunum yolu baskın olmasına rağmen, vücuttaki en yüksek ACE2 seviyeleri ince bağırsak, testis, böbrek, kalp kası, kolon ve tiroid bezinde bulunur.

Dolayısıyla virüs solunum yolu ile girdiğinde ilk hastalığı ilgili solunum organında yapsa bile, çoğalarak kan yoluyla vücuda dağıldığında tüm organlarda hastalık meydana getirebilir. Böylece hastalığın organ belirtileri buna göre değişecektir.

Interlökin-1beta (IL-1β) ve Tip-I ve Tip-III interferonlar gibi, şiddetli COVID-19’da salınan inflamatuar sitokinler, hücre zarlarında ACE2 sayısını artırarak virüsün daha da çok hücreye girerek daha hızlı çoğalmasını sağlayabilir.

Hipertansiyon, hiperlipidemi, diyabet, kronik akciğer hastalıkları, yaşlılık ve sigara gibi çeşitli sağlık sorunları COVID-19 için risk faktörleridir. Ancak ACE-2 reseptörleri ile risk arasında nedensel bir bağlantı bulunamamıştır.

bkz>>>COViD-19’da KOKU YİTİMİ (ANOSMİ) NEDEN OLUYOR?

Ozon peptidoglycan-polysaccharide (PG/PS) ile artrit başlatılmış deney hayvanlarında enflamatuar sitokinler olan IL-1beta ve TNF-alfa düzeylerini düşürmektedir. – Dranguet Vaillant 2013

Ozon Tedavisinin Koronavirüs Hastalıklarında Etkisi

Bağışıklığı düzenleyici, ve antioksidan kapasiteyi artırıcı etkilerinin yanısıra, ozon güçlü bir antienflamatuardır ve Covid-19 hastalığında hücrelerde Interlökin-1beta (IL-1β) adlı sitokinin mRNA üretimini düşürür Dranguet Vaillant 2013. Ozon, tıpkı IL gibi bir  proinflamatuar sitokin olan TNF-α üretimini de düşürür.

TNF-α ve IL-1β, kronik inflamatuar süreci bir kısır döngü haline getiren NF-κB’nin aktivatörleridir. Bu yüzden bu maddelerin üretiminin düşmesi hastalığın nispeten hafif geçmesi ve çabuk iyileşmesi için hayati önem taşımaktadır. Ozon tedavisinin enflamatuar sitokinlerin üretimini azalttığını gösteren pek çok çalışma mevcuttur.

Ozon tedavisinin, gama interferon indüksiyonu da dahil olmak üzere sitokinlerin ve interferonların modülasyonu nedeniyle immünolojik bir rolü olduğu iyi bilinmektedir. Ozon ayrıca, virüslerin çoğalmasını baskılayarak ve virüslerin doğrudan inaktivasyonu yoluyla antiviral aktivite gösterir. Ozon, bir antiviral ilaç güçlendiricidir (antiviral ilaçların etkisini artırır) ancak antiviral ilaçlara bir alternatif değildir. Ozon ve antiviralleri içeren kombine tedavi, iltihaplanma ve akciğer hasarında bir azalma göstermektedir.

Ozon uygulama yolları pek çok olmakla birlikte, anti-viral tedavi için majör otohemoterapi ve rektal ozonterapi yöntemlerine başvurulur.

Sistemik ozon tedavisi, inflamasyonu kontrol etmede, bağışıklığı uyarmada ve antiviral aktivitesi ile pek çok hastalıkta tedavi edici etkinliğe sahiptir, böylece yeni bir immün tedavi metodolojisi önermektedir. Akut koroner sendromlardan ve iskemi reperfüzyon hasarından koruma sağlamada faydalı görünmektedir. COVID-19 pozitif hastalarda ozon antiviral ilaçlarla kombinasyon halinde sistemik ozon tedavisi haklı, yararlı ve sinerjik olabilir. Cattel 2020.

Daha fazla içerik ve bilgi için -> https://drnilgunerozturk.com‘u ziyaret edin!

Dr. Nilgün Eröztürk

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

× Size nasıl yardımcı olabiliriz?