Virüsler, Hastalıklar ve Ozon
Bazı eklem hastalıkları virüslerden kaynaklanıyor olabilir mi?
Donuk Omuz (Adezif Kapsülit) viral enfeksiyondan kaynaklanıyor olabilir mi?
Siyatalji (Siyatik Sinir Ağrısı) sinir kökü ile sınırlı kalmış bir çeşit zona olabilir mi?
Virüslerin sadece ateşli hastalık yapmadıkları uzun zamandır biliniyor. Virüsler pek çok kanserin de temel nedeni. Yine virüsler çeşitli selim tümörlere ve deri hastalıklarına yol açabiliyor. Örneğin
HTLV-1 virüsü kansere yol açıyor ve nörojenik mesaneye sebep olduğu da tespit edildi. Tıpkı multipl skleroza benzeyen bir spastik miyopati de yapabiliyor.
HTLV-2 hairy cell lösemilerin bir kısmından sorumludur. HTLV-5 deride mikozis fungoides hastalığına yol açar.
HTLV insan T-lenfotropik virüs adının kısaltılmışıdır. Bu virüsler T lenfositlere saldırmakla tanındıkları için bu ad verilmiştir.
Günümüzde epilepsinin, Alzheimer ve Parkinson gibi beyin hastalıklarının, vertigo ile seyreden denge sistemi hastalıklarının bazılarının da aslında birer virüs enfeksiyonu olabileceğine dair oldukça önemli bir bilgi birikimi oluşmuştur.
Virüslerin depresyona neden olabileceğine dair bilgiler de çoğalıyor.
Herpes virüs ailesinden olup pek çok hastalıktan da sorumlu tutulan HHV-6 virüsünün beyindeki astrositleri enfekte ederek hormonal bir dengesizliğe sebep olup, depresyon da başlattığı gösterildi. Kobayashi 2020
Herpes Virüs ailesi oldukça geniş bir virüs ailesi ve bu virüsler her ne kadar zararsız ve birkaç günde iyileşen bazı ateşli/döküntülü hastalıklara neden oluyor gibi görünüyorlarsa da, kansere ve Alzheimer hastalığına değin geniş bir yelpazede zarar veriyor olabilirler insanoğluna. Sinir dokuya özellikle ilgi duyan bu virüsler gerek beyindeki gerek çevresel pek çok nöron hasarından sorumlu tutulabilir yakında.
Örneğin siyatik sinir ağrılarının tıpkı zona gibi, siyatik siniri tutan bir herpes virüs hastalığından kaynaklandığına karar verilebilir bir gün?
Zira siyatik sinir köküne yapılan ozon enjeksiyonları bu ağrıları kesebiliyor. Ozonun bu ağrı kesici etkisi tamamen antiviral özelliklerine bağlı olabilir. Dahası, ozonun genel antienflamatuar etkisi antiviral özelliklerinden kaynaklanıyor olabilir.
Dünya çapındaki son Koronavirüs salgınlarıyla da, virüslerin damar içi pıhtılaşma eğiliminde artış, damar enflamasyonu, el ve ayaklarda nedeni anlaşılamayan renk değişiklikleri yapabileceği, sinir hasarı yaparak koku alma duyusu yitimi ve başka birçok semptomlara neden olabileceği anlaşıldı.
Viral Artritler
Aslında, viral artritler öteden beri bilinmektedir. Ancak hemen daima çok sayıda eklemde birden ortaya çıktıklarından (poliartiküler artrit) ve ateş ve diğer viral hastalık belirtileri ile kendilerini gösterdiklerinden, ateş ve nezle-grip benzeri belirtilerin yokluğunda viral artrit ihtimali düşünülmeyebiliyor.
Örneğin, viral enfeksiyon sırasında görülen artritlere viral artrit değil, reaktif artrit deniyor, virüsün doğrudan eklem dokularına geçeceği düşünülmediğinden ya da eklemlerde virüs izine rastlanmadığından. Ancak eklemlerde virüs izine rastlanmaması bu ihtimali ortadan kaldırmaya yetmez zira dokularda virüs bulunduğunun tespit edilmesi teknik olarak çok zor. Bu bilimsel çalışmalar sırasında bile her zaman mümkün olamıyor. Reaktif artritler en çok birkaç ayda geçiyor ve hayatı da tehdit etmiyor gibi görünüyor. Sadece biraz kızarıklık ve şişmeye, biraz da ağrıya yol açıyor.
Reaktif artritin en sık görülen belirtisi eklemlerde ve tendonlarda, en yaygın olarak dizler, ayaklar, ayak parmakları, kalçalar ve ayak bileklerinde ağrı, sertlik ve şişliktir. Genellikle bir enfeksiyon, özellikle cinsel yolla bulaşan bir enfeksiyon geçirdikten sonra gelişir. Bu sırada çoğu vakada cinsel organlardan akıntı ve idrar yolları şikayetleri de olur.
Cinsel yolla vücuda giren bir virüsün cinsel organlarda hastalık yaptığı gibi belden aşağıdaki eklemleri de hastalandırması virüsün buralarda yayılması yüzünden olabilir mi?
Viral artritlere yol açtığı düşünülen virüsler; parvovirüs, alfavirüsler, hepatit B, hepatit C, insan herpes virüs-6 (HHV-6) ve Zika virüsü, Çikungunya virüsü gibi tropikal virüslerdir. Virüsleri dokularda görmeyi başardığımızda belki bu sayı onlarca kat artacak.
HIV pozitif hastalarda da artritler görülmüştür. En yaygın belirtiler birden fazla eklemin ağrılarıdır. Spondiloartropatiler spektrumu sıklıkla görülür.
Uzmanlar akut başlangıçlı ve çok sayıda eklemde belirtilerle başvuran hastalarda viral artrit tanısının düşünülmesi gerektiği konusunda uyarıyorlar.
COVID-19 enfeksiyonu sırasında eklem ağrısı yakınmalarının çok sayıda hastada görüldüğünü de ekleyelim.
COVID-19 Enfeksiyonu Sonrasında Omuz Eklem Kapsülü İltihabı (Yapışkan Kapsülit/Donuk Omuz)
2021 Temmuz ayında yayınlanan bir çalışmada, araştırmacılar COVID-19 enfeksiyonu ile Adezif Kapsülit/Adhesive Capsulitis/Yapışkan Kapsülit (eklem kapsülünde yapışıklıkla seyreden iltihap), yaygın adı ile Donuk Omuz arasındaki ilişkiye dikkat çektiler. Ascani 2021
Araştırmacılar kliniklerinde, COVID-19 geçirenlerin bazılarında çok geçmeden omuz tutulması geliştiğini gözlemlemeye başlamışlardı. Araştırdıklarında, virüsün akciğer hücrelerine girmesini sağlayan reseptörlerin eklem dokularında da olduğunu gördüler. Konu ile ilgili geniş bilgi için >>Virüsler ve eklem hastalıkları
Böylece COVID-19’a bağlı olmayan yapışkan kapsülitlere de bir açıklama getirebilecek miyiz?
Başka virüsler de eklem dokularını enfekte ederek iltihaba (enflamasyona) yol açıyor olabilir?
Buradan yola çıkarak acaba başka hipotezler de ileri sürülebilir miydi?
Şimdiki bilgilerimize göre virüsler insanda hastalık yapan patojenlerin üçte ikisini oluşturuyorlar. 1901 yılında sarı hummaya yol açan virüsün keşfinden bugüne insanlarda hastalık yapan 219 virüs ailesi bilinmektedir. Son yıllarda her yıl bu sayıya 3-4 yeni virüs ailesi eklenmektedir. Tahminlere göre daha keşfedilmeyi bekleyen çok sayıda virüs ailesi var.
Her bir virüs ailesinin 1-40 arasında bilinen üyesi olduğunu düşünürsek, aslında sayı çok daha yüksek ve henüz çok az sayıda virüsü tanıyabildiğimizi de hesaba kattığımızda vücudumuzda taşıyor olabileceğimiz virüslerin sayısını tahmin etmek zorlaşıyor. Woolhouse 2012
Araştırmacılar vücudumuzdaki hiçbir ortamın steril olmadığını, bütün dokularda, tüm vücut sıvılarında virüs, bakteri ve mantarlar yaşamakta olduğunu söylemekteler.
Bakteri ve mantarları nispeten kolaylıkla izole edip tanımlayabiliyoruz ancak aynı şeyi virüsler için söylemek zor. Herhangi bir dokudaki virüsleri gösterebilmek birçok nedenden ötürü çok zor.
O nedenle, henüz sebebini bilmediğimiz hastalıkların altından bir virüs enfeksiyonu çıkma olasılığı sizce ne kadar yüksek olabilir?
Belki tahminlerimizden çok daha fazla?…
Tüm bu hipotezlere neden kafa yorduğuma gelince…
Senelerdir ozon tedavisi uygulayan bir doktor olarak hep düşünmüşümdür; nasıl oluyor da, bazen tek bir ozon enjeksiyonu ağrıyan tutulmuş bir dizi iyileştirebiliyor?
Eklem içine verilen az miktarda ozon nasıl sertleşmiş bir omuz eklemini tekrar hareketli hale getiriyor?
Kalça eklemi tutulmuş ve ağrılı bir hasta enjeksiyondan kısa süre sonra nasıl oluyor da rahat yürüyebiliyor?
Siyatik sinirini sıkıştırıp bacağa vuran ağrılara yol açan sakroiliak eklem enflamasyonunda örneğin; nasıl oluyor da tek bir ozon enjeksiyonu hastayı birden rahatlatıyor?
Bunların cevabı ozonun anti-viral etkilerinde yatıyor olabilir mi?
O halde ağrılı eklem ve sinirlerdeki asıl sorun viral enfeksiyon olabilir mi?
Dr. Nilgün Eröztürk
Bu yazıları da okumak isteyebilirsiniz:
Rahim miyomlarını başlatan faktör viral enfeksiyon olabilir mi?>>
Alzheimer hastalığı beynin bir viral hastalığı olabilir mi? >>