Akıl Hastalıklarında Ozon Tedavisi
Ozonun Anti-viral Özellikleri Akıl Hastalıklarında Bir Umut Olabilir mİ?
Akıl hastalıkları, zayıflamış bir bağışıklığın sonucu olabilir mi? Araştırmalar birçok beyin hastalığı ve bu arada Şizofreni, Bipolar Hastalık, hatta Alzheimer hastalığı ve MS’in nedeni olarak virüsleri işaret ediyor.
Akıl hastalıkları her yaşta başlayabilir. Bu nedenle, 5 yaş altında dahi başlayabilen şizofreni hastalığının genetik olduğu da düşünülmüştür. Ancak insan DNA çalışmaları şizofreni ile ilgili bir gen tespit edemeyince bu teori çürütüldü.
Ama artık biliyoruz ki şizofreni hastalığında anne ya da babanın DNA’sına bulaşmış virüs DNA’sıyla bir rolü olabilir. Hastalığı tek başına başlatmasa da, geçirilen bir viral enfeksiyon bu DNA’nın canlanmasına yol açabiliyor.
İçindekiler
İnsan Genomunun Bir Parçası da Retrovirüsler
Grip, kızamık virüsleri bir hücreye girmeyi başardıklarında o hücreyi öldürüyorlar. Ama örneğin HIV gibi retrovirüsler bir hücreye girdiklerinde onu öldürmüyorlar, sadece genlerini hücrenin DNA’sına ekliyorlar. Böylece o hücre çoğalmak üzere bölündüğünde virüs de çoğalmış oluyor, DNA’sı ana-babadan çocuğa geçiyor.
Herve Perron’un Keşfi
Bu keşif MS’in viral kaynaklı olabileceği düşüncesiyle başlatılan bir araştırma sırasında Hervé Perron tarafından yapıldı. Lyon’da bulunan Fransa Bilimsel Araştırmalar Merkezinde araştırmalarını sürdüren bilim adamı yıllar süren çalışmasının sonunda haklı olduğunu gördü.
DNA’mızda taşıdığımız virüs: HERV-W
MS hastalarının beyin-omurilik sıvılarında bir retrovirüs üremişti. Ancak Perron şaşkındı: Virüs insanlara çocukluklarında ya da sonradan bulaşmamıştı! Virüsü herkes DNA’sına yapışmış olarak taşıyordu. Başka araştırmacılar da onayladılar; DNA’mız bu virüsün düzinelerce kopyasını taşıyor ve artık bir adı da var:
Human Endogenous Retrovirus W, ya da kısaca HERV-W.
Tam olarak bulunduğu yerler de 6 ve 7. kromozomlar.
İnsan DNA’sının Yüzde 40’ı Virüslerden!
Günümüzde virüslere ait DNA’nın insan DNA’sının %40’ını oluşturduğu anlaşıldı. Dünyanın en sağlıklı insanı bile bunları genlerinde taşıyor. Ancak sadece gen olarak… Bir virüs olarak değil.
Bu genetik parazitler bizim yaşamsal dengelerimiz bozulduğunda belli proteinler üretmeye başlıyorlar ve bir legonun kendi parçalarını bir araya getirmesi gibi kendilerini oluşturup çoğalmaya başlıyorlar. HERV-W virüsü de MS hastalarında işte böyle aktif fazda tespit edildi.
Şizofreni Bir Akıl Hastalığı Değil, Beyin Hastalığı
Daha ilginç olanı ise; benzer çalışmalarda şizofrenlerin yüzde 49’unun kan ve beyin sıvılarında da aynı virüsün aktif elementlerinin bulunması. Zaten bilim adamları uzun yıllardır şizofreninin bir ruh hastalığı olmayıp bir beyin hastalığı olduğunu ileri sürmekte idi.
Şizofreninin Sebebi Viral DNA
Hemen hemen tüm araştırmalarda hastalığın viral enfeksiyonların yaygın olduğu kış mevsiminde ve baharın ilk aylarında doğanlarda daha çok görülmesi, geçirilen ilk psikoz atağının öncesinde gribe benzeyen bir ateşli hastalık geçirilmesi gibi bulgularla karşılaşılmıştı.
HERV-W virüsünün kendini kopyalamaya (üremeye) başlamasının sebebi ne olabilir, araştırmacılar şimdi bunu anlamaya çalışıyorlar.
Herpes Virüsler DNA’mızdaki Virüsleri Aktive Ediyor
Şimdiye dek herpes virüslerin ve bir hücre paraziti olan toksoplazmanın da aralarında bulunduğu birçok mikroorganizmanın başlattığı enfeksiyonların HERV-W virüsünü uyandırdığı görüldü.
Herpes virüs ailesi çok geniş ve sebep oldukları hastalıklar arasında Uçuk, Suçiçeği, Zona, Epstein-Barr virüs hastalığı ya da Mononükleozis, Sitomegalovirus hastalıkları başta geliyor.
Bilimsel Araştırmalar İlk Bulguları Destekliyor
HERV-W virüsü ile beyin hastalığı arasındaki ilişkiyi kanıtlamak üzere başlattığı bir çalışmada Perron MS’li hastalardan izole ettiği HERV-W virüsünü bir farenin beynine enjekte etti.
Fare ilkin sarsak hareket etmeye başladı, sonra felç oldu ve beyin kanamasından öldü. Bu, virüsün beyin dokusunu hastalandırdığını ve MS’e yol açabileceğini gösteren bir kanıt olarak kabul ediliyor.
Bağışıklık Sistemi Anahtar Rol Oynuyor
Dr. Perron, HERV-W virüsü aktiflenen bir insanda MS mi yoksa Şizofreni mi gelişeceğini belirleyen faktörün bağışıklık sistemi olduğu kanısında. Her şey vücudun virüse nasıl bir tepki verdiğine bağlı.
MS hastalığında T hücreleri derhal viral genomu aktiflenmiş beyin hücrelerine saldırıyor ve onları öldürüyor, bu da felç şeklindeki belirtilere yol açıyor.
Şizofreni hastalığında ise enflamasyon (iltihap) dolaylı olarak nöronlarda hasara yol açıyor.
Hallüsinasyonların Sebebi Nöronlardaki Viral Enflamasyon
Nöronlar aldıkları enflamatuar sinyaller üzerine hızla bütün haberci moleküllerini boşaltıyorlar, bu da hallusinasyonlara, paranoyaya, ve intihara meyilli davranış bozukluklarına yol açıyor.
Bu sırada ilerleyen beyin enflamasyonu süreçlerinde beyin dokuları giderek kayba uğruyor, yerini beyin sıvısı alıyor (halk arasında buna beyin sulanması denmekte).
Hastalığın ilerlemesinin zaman zaman yavaşlaması, derken ataklar yapması da zaten bir kronik hastalık seyrine uyuyor. Şizofreni bir ruh hastalığı değil, kronik bir beyin hastalığı…
Tüm Akıl Hastalıkları Bir Beyin Hastalığı Olabilir mi?
- Araştırmacılar artık şizofreni ya da bipolar hastalık seyrini hafifletmek için klasik nörotransmitter düzenleyici ilaçlar yerine örneğin toksoplazma infeksiyonunu tedavi edecek ilaçların verilmesinin daha etkili olacağı inancındalar.
- Stanley Tıbbi Araştırmalar Enstitüsü direktörü psikiyatrist Fuller Torrey (Psikiyatrinin Ölümü adlı kitabın yazarı) ve bir infeksiyon hastalıkları uzmanı olan David Yolken artık tedavilerini bu anlayışla yürüttüklerini açıkladı.
Virüslere Karşı Geliştirilmiş Etkili Bir İlaç Henüz Yok
Anti-parazit ilaçlar ise artık çok gelişti. Hatta Nobel Komitesi, 2015 Nobel tıp ödülünü parazitler ve yine bir parazitten kaynaklanan sıtma hastalığı konusunda araştırma yapan üç bilim insanına verdi.
Belki bizim de parazitleri hafife almamamız, ev hayvanlarımıza yaptığımız gibi kendimize de arada iç parazit tedavileri uygulamamız iyi olacaktır?
En önemli tedavi ise önlem.
Güçlü bir bağışıklık sistemi, önlem olarak bütün hastalıkların çözümü gibi görünüyor.
Vücudu güçten düşürecek tarım kimyasalları ve ağır metal birikimine karşı yapmamız gereken ise detoks, detoks, detoks.
Bir bebeğin hayata güçlü başlaması için ilk önce anne adayının sağlığının zirvesinde olması ve vücudunu ağır metal birikimlerinden, tarım kimyasallarının artıklarından temizlemiş olması belki de ilk koşuldur?
Belki de bizim hayatın taşlı yollarında yürürken daha az duygu üretmemiz, öfkeden, üzüntüye, kıskançlıktan mateme değin her türlü duygusal tepkimizde ölçüyü koruyarak dengede kalmamız -sevgide kalmamız yetecektir bağışıklığımızı güçlü tutmaya?…
Bağışıklık ve detoks için düzenli olarak ozon tedavisi almayı ihmal etmeyelim.
Daha fazla bilgi için -> Ozonun Moleküler Özellikleri
Tedavilerimizle ilgili daha fazla içerik ve bilgi için -> https://drnilgunerozturk.com‘u ziyaret edin!