Akupunktur
Binlerce yıldan beri uygulanan bir tedavidir. Antik çağlardan geçen yüzyıla değin manastırlarda Tibet ve Uygur halkından seçilmiş öğrencilere öğretilen, çok yönlü bir tedavi sanatı iken günümüzde iğne batırmaktan ibaret olduğu düşünülen bir tedavi olarak algılanmaktadır. Oysa, bu tedavi sanatı hastalıkları iyileştirmek üzere aslında beslenmeyi de yönetir, ve bitkilerin şifalı güçlerinden de faydalanır. Kupa çekmek, hacamat, refleksoterapi, şiatsu masajı, hatta sülük tedavisi gibi teknikler de bu tedavi sanatının şifa yöntemlerinden sadece birkaç tanesidir.
Akupunktur Her Hastalıkta İşe Yarar Mı?
Akupunktur her türlü hastalığın tedavisi için faydalı olabilir. Kalp hastalıklarından yüksek tansiyona, doğurganlık sorunlarından alerjilere kadar pek çok hastalık günümüzde akupunktur ile tedavi edilmektedir. Bazı durumlarda bu fayda beklentilerin çok altında kalabilir ancak öyle hallerde bile akupunktur tedavisi vücutta birçok başka dengesizliği düzeltmiş olabilir. Çünkü akupunktur esasen vücudun enerjetik dengesini yerine getirir. Hastalığı bu denge ile güçlenmiş olan vücut iyileştirecektir. Akupunktur ağrı giderici bir tedaviden daha fazlasıdır>>>
Akupunktur Tedavisi Ne Kadar Sürer?
Bu tamamen hastanın ve hastalığın özelliklerine bağlıdır. Genelde yeni ortaya çıkmış durumlar çabuk iyileşirken kronik vakalarda iyileşme zaman alır. Kortikosteroidlerin (kortizon) kullanıldığı tedavilerden yeni çıkmış hastalar akupunktur tedavisine geç cevap verirler.
Akupunktur Tedavileri Zarar Verir Mi?
Akupunktur son derecede güvenli bir tedavidir. Hiçbir yan etkisi yoktur.

Akupunktur Noktaları Görülebilir Mi?
Akupunktur noktaları günümüzde geliştirilen ileri görüntüleme teknikleri sayesinde görüntülenebilmektedir.
İğnesiz Akupunktur Tedavisi Olur Mu?
Akupunktur tedavisinde amaç vücut enerjisinin aktığı görünmez enerji kanallarında zamanla oluşmuş enerji tıkanıklıklarını gidermektir. Bu kanallarda bulunan yüzlerce biyoaktif noktada (tam olarak 361) meydana gelen tıkanıklıklar buralarda zamanla toksin birikimlerine yol açar. O alanın biyoaktiflik özelliği kaybolur ve enerji oradan geçip yoluna devam edemez olur.

Enerjinin önündeki engellerin giderilmesi için iğne de batırılabilir, o noktalara mıknatıslar yerleştirilerek manyetik güçlendirme de yapılabilir, çok zayıf frekanslar veren pedler yapıştırılarak frekans tedavisi yapılabilir veya parmak uçlarıyla ovalayıp o noktadaki kan dolaşımını hızlandırarak da enerji akışı yeniden yapılandırılabilir.
Ancak bu işlemlerin enerji akışını kalıcı olarak düzenlemesi için tedaviler tekrarlanmalıdır. Bu pekiştirme zamanla biyoaktif noktanın iletkenlik özelliğini yeniden kazanmasını sağlar.

En uzun süreyle etkili olan yöntem ise bu noktalara mikro ozon enjeksiyonları yapmaktır. Ozon o noktada uzun süreli etki oluşturarak daha hızlı ve güçlü bir iyileşme sağlayacaktır.
Vakum-masaj yöntemi ile, iğne batırmaksızın uygulanan ozon tedavisi iğnesiz yöntemler içinde en etkili akupunktur tedavisini oluşturur.